Geocraft fikri, çocuklukta başlayan ve birbirine çok benzeyen ortak hikayemiz aslında. İçimizde sürekli işler durumda olan, yerden ve zamandan bağımsız sürekli açık bir oyun atölyesi bugünlere kadar gelen. Bu yolculukta da süzülerek ilkelere, yaklaşıma ve son yıllarda daha da somutlaşarak temsili bir oyun kitine dönüşen uzun bir hikaye bu.
Birşeylerle oynarken, kurcalarken doğar bir fikir. Bütün tasarımların, kurguların, yapıların özünde bu basit oynama fikri vardır. Denersiniz, birleştirirsiniz, ayırırsınız ve bir fikir belirir. Bu fikri bir dedektif gibi takip ettiğinizde sizi yeni olasılıklara götürür. Bu olasılıklar arasında küçük kararlar alıp ilerlemeye devam ederseniz de, sizi ilk defa ortaya çıkacak olan eşsiz yapılara taşır.
Hatırlayabildiğim en eski anılarımda mutfaktaki dolabın en altındaki galvaniz malzemeden bir kazanı anımsıyorum. Bu kazan aslında içinde çamaşır kaynatılan eski tip bir kazandı. Eskiyince babam onu tamiratlarında kullandığı metal, ahşap gibi yedek parçaları , hırdavatları biriktirmek için kullanmıştı. İçindekiler dokular, malzemeler, biçim ve şekillerin bir çeşnisi idi. şekilleri biçimleri , dokuları, yüzeyleri, ağırlıkları o kadar farklıydı ki plastik oyuncaklarım onların yanında tek tip sönük nesneler olarak kalıyordu.. Her elime aldığım malzeme bana gerçek dünyadaki bir nesnenin bir parçasını hatırlatırdı. bir demir boru bağlantısı bir roketin gövdesi yada ahşap bir parça bir uçağın kanadı oluverirdi gözlerimin önünde.. Bazen bir malzemenin yüzey dokusu ve yansıma özellikleri de yeni bir fikir fısıldardı kulağıma. Parçalar kendi kendilerine üstü üste koymaya , iç içe geçmeye , birleşmeye başlarlardı bu fikirleri gerçekleştirmek için. Yıllar sonra geri dönüp baktığımda çocukluğumda oynadığım hiç bir oyun bu kazanın başında soğuk mutfak taşlarının üstünde geçirdiğim heyecan dolu saatlerin yerini alamadı. bir mühendis ve tasarımcı olmamda bu kazanın payı çok büyüktü, malzeme oyunu yıllar geçtikçe biçim değiştirdi ama ana fikri hiç değişmedi. yani parça ve bütünün hiç bitmeyen dansı..
Geocraft’ın hikayesi içimizdeki meraklı, hayal kuran, deneyen yanılan ve tekrar deneyen, parçaları birleştiren , sonra yeniden bozan , kurcalayan tüm oyuncuların hikayesi aslında. Cihazların nasıl çalıştığını anlamak için onları söken, parçaların nasıl birleştiğini ve yeni bir araya gelişlerin oluşturduğu sayısız oluşma potansiyellerini, parçayla bütünün eğlenceli dansını merak edenlerin hikayesi.
GeoCraft fikrinin özünde, sade geometrik şekiller ile soyutlama (geo) ve el ile üretme (craft) fikri var. İlkesel olarak da; ekolojik doğal malzemeler, sürdürülebilirlik, açık uçlu oyun ve tasarım ilkeleri; yani aslında yaşamın doğal akışını oluşturan temel ilkeler var.